Showing Posts From
Ios
-
Abdullah Sahin - 11 Feb, 2022
Subcap
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Kimsiniz, ne yapıyorsunuz? İsmim Zeynep Elif Özdemir. 1989 Denizli doğumluyum. İş hayatına İstanbul’da farklı kurumsal firmalarda yarı ve tam zamanlı çalışarak başladım. Yedi yıldır eşim İbrahim’le kendi yazılım şirketimizi yönetiyoruz. Önceleri Turkcell, Türk Telekom, Ikea ve TRT Çocuk gibi firmalara yazılım hizmeti veriyorduk. Son üç yıldır tamamen kendi ürünlerimiz üzerine çalışıyoruz. Yazılıma nasıl başladınız? Yazılıma ilgim çok eskiden beri vardı. Hatta ilkokuldayken en büyük hayalim oyun yazmaktı. Üniversitede yazılım derslerim vardı ama yazılıma asıl tam anlamıyla daldığım yer Ratel’dir. Teoride öğrendiğim yazılımı pratiğe dökmem burada oldu. Yazılım öğrenmek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? İlk önce İngilizce’yi araştırma yapabilecek seviyede öğrenmelerini tavsiye edebilirim. İngilizce, yazılımda kendinizi iyi bir seviyeye getirmeniz için bence olmazsa olmaz. Yazılımda karşılaştığım hiçbir sorunu Türkçe araştırmadım. Bir diğer önerim de, temelinizi sağlam tutmak. Yazılımın temellerini, nesne yönelimli programlamayı iyi oturtmak gerekiyor. Yazılım kesinlikle ezber işi değil. Ve en önemlisi, yazılımı sevmelisiniz, çünkü burada çok vakit harcayacaksınız. Sevmezseniz çok zor gelecektir. Ama bir şeyleri yerine oturttuğunuzda harcadığınız zaman acayip keyif verecek ve üretmenin hazzını net bir şekilde yaşayacaksınız. Subcap ilk girişiminiz mi? Varsa önceki girişimlerinizden bahsedebilir misiniz? İlk girişimimiz değil, uygulama dünyasına Liker Analyzer ile başladık. Instagram hesabınızda en çok beğeni alan fotoğraflarınızı, kullandığınız etiketleri, paylaşım zamanlarınızı, takiplerinizi ve takipçilerinizi analiz eden ve çıkarımlar yapan bir uygulamaydı. Yaklaşık iki milyon kullanıcıya ulaşmıştık. Oluşturduğumuz değer ise güvendi. Analizler yapılırken hiçbir web servis kullanılmadı, yani tüm işlemler kullanıcının cihazında yapılıyordu; böylelikle kullacının verilerini göremiyorduk, depolamıyorduk, kullanıcı güvenle instagram girişi yapabiliyordu. Fakat yayına çıktıktan yaklaşık 18 ay sonra Facebook’tan uygulamamızı kapatmamız gerektiğine dair mail aldık. Her ne kadar ciddi bir başarıya imza atmış olsak da bu maceramızı sonlandırmak durumunda kaldık. Ondan sonra City Widget adında bir widget ve gezi uygulaması çıkardık. Her gün dünyanın seçilmiş bir şehrinden fotoğrafları telefonunuzun ekranına widget’lar sayesinde gelir. Bu şehri isterseniz gezi planlarınız için listeye alabilir ya da “bu şehire gittim” olarak işaretleyebilirsiniz. Daha sonra 2021 Wallpaper uygulamamız geldi. Bu uygulama ile de kategorizelenmiş bir şekilde telefon ekranınıza duvar kağıdı seçebilirsiniz. Bu iki uygulama da şu an App Store ve Google Play Store’da ve güzel bir kullanıcı kitlesi ile büyümeye devam ediyor. Subcap'ten ve nasıl ortaya çıktığından bahsedebilir misiniz? Liker maceramızı sonlandırdıktan sonra yeni fikir arayışına girdik. O zaman beraber çalıştığımız bir arkadaşımızla beyin fırtınası yaparken sosyal medyadaki eksiklikleri ve etkileşimi arttırmak için neler yapılabileceğini konuşurken bir anda videoların sessiz izlendiğinden ve videoların gerektiği gibi tüketilemediğinden konuştuk. Videolara altyazı eklemenin hem duyma engelliler için hem de birçoğumuz gibi videoları sessiz izleyen/izlemek durumunda kalanlar için çok iyi olacağını konuştuk. Piyasa araştırması ve rakip analizi yaptıktan sonra Subcap’i yapmaya karar verdik. Subcap kaç kişilik bir ekipten oluşmaktadır ve görev dağılımı nasıldır? Subcap şu anda üç kişi. Ben, ürünün tasarımından, rakip incelemelerinden ve App Store ve Google Play’deki uygulama yönetiminden (ASO) sorumluyum. İbrahim (Özdemir), uygulamaların yazılımından ve App Store üzerindeki reklam yönetiminden sorumlu. Berin (Soylu) ise dijital pazarlama üzerine çalışmakta. Subcap'in geliştirilme sürecinde hangi araçları veya kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? Son 3-4 yıldır uygulamalarımızı Flutter ile geliştiriyoruz. Her ne kadar ben Android, İbrahim de Android ve iOS native kodlayabilsek de Flutter bize çok esnek geliyor ve iş gücümüzü düşürüyor. Özellikle Google’ın Flutter’a desteği ve kendi araçlarını da bu platformla geliştirmesi, Flutter’ı seçmemizde ve Flutter’la devam etmemizde önemli bir etken. Biz beta versiyonundan beri Flutter’ı kullanıyoruz ve hatta o zamanda geliştirdiğimiz bir alert kütüphanemiz var, RFlutter alert isminde. Komunite tarafından çok destek görüyor, biz de gelen taleplere göre desteğimizi sürdürüyoruz. Kendi uygulamalarımızda da kütüphanemizi kullanıyoruz. İhtiyaca göre pub.dev üzerinden null safety ve yüksek volumlu kütüphaneleri kullanıyoruz. Subcap'i geliştirirken ve tasarlarken karşılaştığınız zorluklar neler oldu ve bu zorlukları nasıl aştınız? En büyük zorluk küçük bir ekip olmamız. Fikrimiz ve geliştirmek istediklerimiz çoktu, fakat sınırlı kaynakla hızlıca iş çıkarmak oldukça zor. Bunun için ekibe yeni arkadaşlar dahil etmemiz gerekti fakat bu da ciddi bir süreç, efor ve maddi kayıp. Bu sebeple yapmak istediklerimizi küçük parçalara ayırıp planlama yaptık. Sıraya koyup verimli çalışma modelini benimsedik. “Geç kaldık” düşüncesi ile panik olmak yerine, eforumuzu arttırıp biraz da kabullenme yoluna gittik. İbrahim’le beraber hem evlilik hem iş yürütmemiz bu noktada çok işe yaradı, çünkü beraber fazla mesai yapıyoruz ve birbirimizi anlıyoruz :) Subcap'i büyütmek için ne tür pazarlama stratejileri uyguladınız? Uyguladığınız pazarlama stratejilerinden ne tür sonuçlar elde ettiniz? Şu anda Apple Search Ads reklamı veriyoruz ve reklam verimliliklerini çeşitli araçlarla inceliyoruz. Öz sermaye ile girdiğimiz bu işte, parayı verimli kullanmak bizim için çok kıymetli. Bu sebeple “analiz” bizim işimizin en büyük parçası. Mobil uygulama dünyasında verimliliği arttıracak araçlara para vermek zorundasınız, çünkü size getirisi gerçekten çok fazla. Ülke bazlı kampanya çıkıyoruz. Bir de “think global, act local” düşüncesini benimsemek önemli. Lokalizasyon uygulamada çok şey kazandırıyor. Son birkaç aydır Berin ile birlikte influencerlarla kampanya çıkma yoluna gitmeye başladık. Çok başındayız ama müşterilerle birebir temasın etkili olduğunu görüyoruz. Subcap'in masrafları nelerdir? Hemen her yazılım şirketinde olduğu gibi en büyük masrafımız insan gücü. Onun dışında ek bir masrafımız yok. Subcap'in gelir kaynakları nelerdir? Subcap uygulama içi satın alma ile gelir elde ediyor. Yani uygulamayı marketten indirmek ücretsiz ama uygulama içindeki bazı fonksiyonları kullanabilmek için aylık, 3 aylık ya da 6 aylık abonelik almak gerekiyor. Şu an ki deneyim ve birikiminiz ile Subcap'i kurduğunuz ilk güne dönseydiniz neleri daha iyi yapardınız ve neleri yapmazdınız? Bazı detayların üzerinde çok durduk ve bu yüzden markete çıkmakta biraz geç kaldık. Maalesef MVP mantığı oturtmakta zor olan bir kavram. Bunu anlamakta geç kaldık. Şimdiki aklımız olsa çok daha erken piyasaya çıkıp, mükemmeliyetçilik yapmazdık. Subcap'i kurarken sahip olduğunuz deneyim ve tecrübenin yeterli olduğunu düşünüyor muydunuz? Subcap’i kurduğumuzda yedi yıldır mobil uygulama pazarındaydık. Ama en önemlisi mobil uygulama bizim hayatımız olmuştu. Store’da çok vakit geçiriyorduk. Müşteri işini bırakıp ürünleşmeye gideli üç yıl olmuştu. O yüzden kendimizi hazır ve motive hissediyorduk. Fakat biraz da yolculuk sırasında öğreniliyor ve gerçekler görülüyor. İçine girmeden bilemiyorsunuz. Şu da bir gerçektir ki her uygulamanın yolculuğu farklı ve ona özel. Bazı şeyleri önden kestirmek zor. Mobil uygulama pazarına giriş yapmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz? Hacmi çok büyük, yer edinmesi çok zor bir pazar mobil uygulama pazarı. Her geçen gün daha da zorlaşıyor da. Ama bunun yanında müşteri kitlesi de büyüyor. İnsanlar uygulama için artık daha çok para veriyorlar. Özellikle pandeminin çok faydası oldu bu konuda. Analiz bu işin çok büyük bir bölümü bence. “Süper bir fikrim var” ile olmuyor iş. Rakip analizi, piyasa analizi şart. Biraz bütçe hesabı da yapmak lazım, ne kadar dayanabilirim ya da ne kadar dayanabilirim şeklinde. Ama müthiş derya deniz bir alan. Bence cesaret edilip girilmeli :) Yeni başlayan girişimcilere tavsiye edebileceğiniz öğrenme kaynakları nelerdir? Şu zamanda bu kadar çok kaynakla iş yapamayacak kimse yok. Bu işin tek anahtarı istek. Üzerine çalışacağınız çok saatleriniz olmalı ve isteyerek yapmalısınız. Çalıştıkça ve araştırdıkça hangi kaynakların güzel ve yararlı olduğunu farkedeceksiniz. Ama şunu diyebilirim ki benim özellikle hiçbir şey bilmeden kendimi geliştirmek istediğim bir nokta olduğunda Udemy’den faydalanıyorum. Fikir sahibi olduğumda ise zaten gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Bir de Twitter’ı da iyi karıştırmak lazım, zor da olsa çok güzel bilgiler edinebiliyorsunuz. Son olarak bu yazıyı okuyanlara vereceğiniz beş tavsiyeniz neler olurdu? 1- Çalışma şevki 2- Keyif alma 3- Kıyas yapmama 4- Sabır 5- KabullenmeHerhangi bir sorunuz, geri bildiriminiz veya bir sonraki röportajın kiminle olmasını istediğinizi belirtmek için lütfen Twitter'dan bizimle paylaşmaktan çekinmeyin: @fikrinhayati
-
Abdullah Sahin - 05 Nov, 2021
JusTerm
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Kimsiniz, ne yapıyorsunuz? Merhaba ben Mert Toptaş. Yirmi altı yaşındayım, 2020 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan sonra ise yazılım sektörüne geçiş yaptım ve bir yıldır aktif olarak çalışmaktayım. Mobil uygulamalar geliştirmekteyim. Bulunduğum projeler arasında Hopi ve Istegelsin bulunmakta. Yazılıma nasıl başladınız? Avukatlıktan neden Yazılım'a geçiş yaptınız? Hukuk fakültesi ikinci sınıftayken bir hobi olarak yazılıma başladım. Daha sonrasında hobiyi ilerlettim ve profesyonel olarak yapma kararı aldım. Kararı aldıktan sonra da hukuk eğitimini devam ettirdim. O sıralar önce C# ile masaüstü uygulamaları daha sonrasında mobil uygulama geliştirmeyi devam ettirmiştim. 2020 yılında mezun olduktan sonra Invio şirketinde stajyer Android Geliştirici olarak çalışmaya başlayarak yazılıma profesyonel olarak geçiş yaptım. Avukatlıktan geçmemin en büyük sebebi avukatlık mesleğinin kendi kişilik yapıma uygun olmamasıydı. En başta ilgimi çekmiyordu. Onun harici çok fazla koşuşturmalar, insanlarla sürekli birebir iletişimde olmak, mesleki tatminin çok olmaması, yaptığım işten zevk almıyor olmam ve en önemlisi kod yazıyor olmaktan çok zevk almamdan dolayı geçiş yaptım. Geçiş yapma kararı verirken tamamen ne istediğime ve kişilik yapıma uygun şekilde hangisinin uygun olduğunu düşünerek karar verdim. Şu an için hiç pişman olmadım, gerçekten de avukatlık bana göre değilmiş. Mesleğimde şu an oldukça mutluyum. Yazılım öğrenmek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? İlk tavsiyem kesinlike yazılım öğrenmekten ve kod yazmaktan keyif alıyorlarsa öğrenmeyi devam etmeleri yönünde. Yazılım öğrenmeye çok kişi heves ediyor ama gördüğüm kadarıyla heves edenlerin çoğunluğu harekete geçmiyor, harekete geçenlerin bir kısmı da ilk karşılaştığı zorlukta bırakıyorlar. Çok azınlığı ise pes etmeden sorunları çöze çöze ilerleyerek öğreniyorlar. Yazılım gerçekten sabırla yaklaşılması gereken uzun bir maraton. Ve maalesef bu maratonun bir sonu da yok. Ne kadar yolda olursanız o kadar iyi ilerlesiniz. Dİğer tavsiyem ise kod yazmaya başlamadan önce bilgisayarın, sistemin, derleyicinin(compiler) ve kodun nasıl çalıştığının yapısını araştırıp öğrenmeleridir. Gerçekten fark yaratıyor, bir sistemin nasıl çalıştığını anlarsanız onu öğrenmek ve devam ettirmek kolaylaşıyor. Son olarak ise algoritma konusuna çok ağırlık verilmeli. Algoritma bu işin önemli bir kısmını oluşturuyor. İyi kod yazmak isteyen algoritma becerisini geliştirmeli. Bunun için de bol bol algoritma problemleri çözülmeli. Ben hala çözmeye çalışıyorum ve geliştirdiğini düşünüyorum. JusTerm'den ve nasıl ortaya çıktığından bahsedebilir misiniz? JusTerm şöyle ortaya çıktı. Hukuk fakültesindeyken mesleki eğitim olarak hukuk terminolojisi dersi almıştık. Burada bize İngilizce olarak hukuki terimler ve metinlerin okunmasına yönelik eğitim veriliyordu. Özellikle yabancılarla çalışmak isteyen öğrenciler için İngilizce dilekçe okuyacak yazacaklar için oldukça önemli bir dersti. O dersi dinlerken bu materyallere hem hukuk öğrencilerin hem de avukatların rahatça ulaşamadığını, İngilizce bir hukuki metin olsa yararlanacak kaynağın oldukça kısıtlı olduğunu fark etmiştim. Elimde yeterli materyal de vardı. O sıralarda Flutter popüler olmaya başlamıştı, öğrenip uygulama geliştirmek istiyordum. Ben de bir mobil uygulamayla hem hukuk öğrencilerin hem avukatların uygulama içerisinde hukuki kelimeleri rahatça arayacağı, kendi listesini oluşturabileceği, yeni kelime öğrenecek şekilde alıştırmalar yapabilecek şekilde bir uygulama yapmak istedim. Aslında ilk olarak dersi alırken bir ihtiyaç olduğunu fark etmiştim, daha sonrasında mobil uygulamayla neler yapabileceğimi belirlemiştim. Uygulamayı geliştirmeden önce veritabanına bütün kelimeleri tek tek giriş yaptım. En uzun iş burada oldu açıkası, elimdeki kaynakları bir araya getirip tek tek hem Türkçe hem de İngilizce anlamlarının veri girişini yaptım. Herhangi bir yerden beslenmedim. Yaklaşık bir aylık geliştirme sürecinden sonra JusTerm ortaya çıktı. JusTerm kaç kişilik bir ekipten oluşmaktadır ve görev dağılımı nasıldır? Aslında JusTerm’i tek başıma geliştirip yayımladım. Her şeyiyle ben ilgilendim. JusTerm ilk müşterisini nasıl elde etti? JusTerm’den gelir edecek şekilde bir yapı kurgulamadım. O sebeple hem açık kaynak hem de ücretsiz şekilde uygulamamı yayımladım. Yaklaşık bir senedir yayımda uygulama ve gelir elde etmedim. JusTerm'in geliştirilme sürecinde hangi araçları veya kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? İlk olarak Flutter ile geliştirdim. Dil olarak Dart’ı kullandım. Servis ve veritabanı olarak Firebase kullandım. Firebase cloud functions, cloud store, crashlytic NodeJs, arama yapmak içinde Algolia servisini kullandım. State management için de Getx kütüphanesini tercih ettim ve onu uyguladım. JusTerm'i geliştirirken ve tasarlarken karşılaştığınız zorluklar neler oldu ve bu zorlukları nasıl aştınız? Sanırım en büyük zorluk tasarım geliştirmekti. Tasarımcı değildim ve tasarımı da kendim yapmam gerekiyordu. Bir geliştirici olarak tasarımı sıfırdan tasarlamak gerçekten zordu. O sebeple biraz sade bir tasarım tercih ettim. Tasarımdan yanı sıra elimdeki yazılı tüm veriyi veri tabanına geçirmek çok uğraştırdı, günlerce sırf bunun için uğraştım diyebilirim. Her birini tek tek girip kontrol etmek oldukça meşakkatli bir işti. JusTerm'i büyütmek için ne tür pazarlama stratejileri uyguladınız? Uyguladığınız pazarlama stratejilerinden ne tür sonuçlar elde ettiniz? JusTerm'in masrafları nelerdir? Pazarlama olarak Google Play Store’da Google Ads servisini kullandım. Orada daha çok mobil uygulamalarda reklam çıkacak şekilde hukuka ait aramalar yapan kullanıcıların önüne çıkacak şekilde reklam stratejisi oluşturdum. Böylelikle hukuk kategorisinde önlerde çıkmaya başladım en son ilk 10’da diye hatırlıyorum. JusTerm'in gelir kaynakları nelerdir Maalesef şu an için JusTerm için bir gelir kaynağı bulunmamakta. JusTerm aracılığı ile gelecekte hayata geçireceğiniz fikirleriniz için neler öğrendiniz? Edindiğiniz tecrübeler neler oldu? Açıkcası uygulama geliştirmeden önce fikir aşamasındayken kesinlikle pazar araştırması yapmak gerektiğini fark ettim. Uygulama geliştirmek gerçekten bir işin küçük kısmı, asıl olay iyi bir pazarlama ve iyi bir reklam stratejisinden geçtiğini fark ettim. Çünkü uygulamanız ne kadar iyi olursa olsun ne kadar az hata veriyor olursa olsun pazar tarafından son kullanıcı açısından bilinmiyorsa, fark edilmiyorsa yani kullanıcıya ulaşamıyorsa bunların bir anlamı kalmıyor. O sebeple yeni bir fikri hayata geçirmeden önce geliştirme aşamasından önce pazar araştırması yapmak çok önemli. Şu an ki deneyim ve birikiminiz ile JusTerm'i kurduğunuz ilk güne dönseydiniz neleri daha iyi yapardınız ve neleri yapmazdınız? Uygulamaya reklam eklemiştim, şu an yapacak olsam uygulama içine reklam koymazdım. Çünkü proje çok dar ve niş kitleye hitap ettiği için buradan reklam ile gelir elde etme olasılığı çok çok düşük. Bu sebeple kullanıcı deneyimini daha iyileştirmek adına reklam koymaktan vazgeçerdim. Uygulama tasarımıyla daha fazla uğraşırdım, daha güncel arayüzleri takip edip daha iyi bir tasarımla çıkacağımı düşünüyorum. JusTerm'i kurarken sahip olduğunuz deneyim ve tecrübenin yeterli olduğunu düşünüyor muydunuz? Hayır yeterli değildi zaten öğrenciydim, tamamen deneme yanılma projesiydi. Kişilik özelliklerinizin JusTerm'i hayata geçirmeye olan etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Hem gözlemci hem sabırsız bir yapım var. İyi gözlem yapıp bir an evvel yapmak isteyen birisiyim. O yüzden çok hızlı şekilde projeyi ortaya çıkardım. Yeni başlayan girişimcilere tavsiye edebileceğiniz öğrenme kaynakları nelerdir? Açıkcası kendimi çok girişimci olarak görmüyorum, hukuk üzerine bir açıklık görmüştüm ve bunun üzerine bir uygulama yapan bir geliştiriciyim aslında. Bu uygulamadan sonra bir uygulama çıkartmadım, girişimci olarak değil tam zamanlı olarak çalışmaya devam ettiğim için kendimi tavsiye verebilen konumda görmüyorum. Son olarak bu yazıyı okuyanlara vereceğiniz beş tavsiyeniz neler olurdu? 1 - İlki uygulama geliştirmek istiyorlarsa akıllarına ilk gelen fikri uygulamaya döksünler. 2 - Uygulama geliştirmek istiyor ama fikir bulamıyorlarsa var olan fikirler üzerinden gidip deneme yanılma yapsınlar. 3 - Fikir üzerine para kazanma odaklı düşünen var ise ilk önce pazar araştırması yapsınlar. 4 - Yazılım öğrenmeye niyet eden varsa düşünmeden ilk gördüğü yerden öğrenmeye başlasın. 5 - Son olarak kesinlikle keyif aldığınız işi yapın.Herhangi bir sorunuz, geri bildiriminiz veya bir sonraki röportajın kiminle olmasını istediğinizi belirtmek için lütfen Twitter'dan bizimle paylaşmaktan çekinmeyin: @fikrinhayati
-
Abdullah Sahin - 18 Oct, 2021
504 Absolutely Essential Words
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Kimsiniz, ne yapıyorsunuz? Yusuf Demirci, 27 yaşındayım, freelance iOS developer olarak çalışıyorum. Yaklaşık 4.5 senedir iOS geliştirme yapıyorum. Freelancing’den önce Almanya Münih’te bir firmada çalışıyordum. Ondan öncesinde Martı’da, ve daha öncesinde ise Turkcell’de YaaniMail projelerinde görev aldim. Boş zamanlarımda bildiklerimi Twitter ve Medium hesabımdan paylaşıyorum. Hobilerim her Türk erkeği gibi futbol, arabalar ve mesleğim :)) Yazılıma nasıl başladınız? Lise üç gibi artık hangi bölümü seçmem gerektiğini sorgularken karar verdim. O zamanlar bilgisayar ile çok haşır neşirdim. Sabahtan akşama kadar oyun oynardım. Mesleğimin de en çok sevdiğim şey üzerine olması gerektiğine karar verdim. En çok sevdiğim şeyi sorguladığımda ise önüme bilgisayar çıktı. Bu karar ile tercihimi bilgisayar mühendisliğinden yana kullandım. Lise sonda ise bir C# kitabindakı kodları çalıştırarak terminalde basit bir hesap makinesi yaptım. İlk yazılımım bu oldu. Üniversitede ise alan seçmem gerektiğine karar verdim. Mobilde kendi başıma bir ürün yapıp bunu insanların hizmetine sunabilmem benim mobili seçmemdeki en büyük etken oldu. Aynı zamanda o zamanlar, yani 2015 gibi, cep telefonları artık popülerliğini kanıtlamıştı. Mobilde gelecek olduğunu düşünerek Android geliştirmeye başladım. Akbank’da on ay çalıştıktan sonra sevdiğim bir abimin iOS developer arıyoruz. Gel seni yetiştirelim teklifini kabul ederek iOS dünyasına geçmiş oldum. Yazılım öğrenmek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Bu bir süreç ve sabır işi. Normal hayattaki düşünme tarzımızın dışına çıkıp farklı düşünmek gerekiyor. Bu farklı düşünce disiplinini elde etmek ise sabır istiyor. Bu yüzden belirli bir süre sabır gösterip çalışmak gerekiyor. Bu çalışma sonunda ödülümüz ise sektöre adım atıp güzel firmalarda güzel maaşlara çalışmak oluyor. Uygulamanızdan ve nasıl ortaya çıktığından bahsedebilir misiniz? Uygulamam 504 Absolutely Essential Words kitabının uygulama hali. Bu kitapta günlük hayatta en çok kullanılan 504 İngilizce kelime, bunların anlamları ve örnek cümleleri var. İngilizce eğitimi aldığım zamanlar hocam bana bu kitabı çalışma kitabı olarak verdi ve çok hoşuma gitti. O zamanlar proje fikri arıyordum. Bu kitabın bir uygulaması neden olmasın dedim ve işe koyuldum. Uygulamayı kaç kişi ile birlikte geliştirdiniz ve görev dağılımı nasıldır? Tek başıma geliştirdim. Zaten şu anda sadece iOS versiyonu var. Çok basit bir backend geliştirmesi gerekiyordu. Onu da ben yaptim. Uygulamanın geliştirilme sürecinde hangi araçları veya kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? iOS geliştirmesini Xcode’da, backend geliştirmeyi ise VS Code’da yaptım. Backend tarafında NodeJS kullanıldı. Önce ekranlar arası akışı çıkardım. Sonra bunları çok basit bir tasarıma döktüm. Çoğunlukla native component’ler kullandığım için tasarım konusunu oldukça basit tuttum. Uygulamayı geliştirirken ve tasarlarken karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bu zorlukları nasıl aştınız? Günlük olarak bildirim gönderilmesi gerekiyordu. Bunun için bir backend job’u yazmam gerekiyordu ama backend bilgim yoktu. Basit bir şekilde NodeJS öğrenip bunun geliştirmesini yaptım. Uygulamanız aracılığı ile gelecekte hayata geçireceğiniz fikirleriniz için neler öğrendiniz? Edindiğiniz tecrübeler neler oldu? Basit fikirlerin bile güzel sunumlarla ne kadar çok kişiye ulaşabileceğini gördüm. Uygulamanız farklı ülkelerde yayınlanmakta mıdır? Ülkemize göre diğer ülkelerde gelir ve kullanıcı durumu nasıl? Evet tüm dünyada yayınlanıyor. Kullanıcılarımın çoğu İran'dan. Hatta bi ara İran'da elektrik ve internet problemi olmuştu. O hafta aktif kullanıcı sayım yarıya düşmüştü. Gelir oranı ise globale eşit dağılmış vaziyette. Uygulamanızın masrafları nelerdir? Şu Anda sadece sunucu masrafı var, o da aylık 15 dolar. İsteğe bağlı reklam verilebilir. Uygulamanızın gelir kaynakları nelerdir? Şu versiyonda bir gelir kaynağı yok. Daha önce bağış alıyordum ve reklamlar gosteriliyordu. Bir sonraki versiyonda tekrar reklam entegre edeceğim. Ondan sonraki versiyonda ise haftalık ve aylık üyelik modeli getireceğim. Mobil uygulama pazarına giriş yapmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz? Hangi alanı seviyorlarsa onunla ilgilensinler. Mobil alanın hâlâ geleceği olduğunu düşünüyorum. Pazar ise çok büyük, bu yüzden yapacakları basit bir uygulama bile güzel bir sunum ile çok iyi kitlelere erişebilir. Son olarak bu yazıyı okuyanlara vereceğiniz beş tavsiyeniz neler olurdu? Emin olduğunu bildikleri şeyden vaz geçmesinler, güzel şeyler zaman alır sabretmesini bilsinler, kalite odaklı olsunlar, çevresindeki kişileri eğitsinler ki çevrelerinin kalitesi artsın, çok çalışsınlar. Uygulamayı buradan inceleyebilir ve indirebilirsiniz. Uygulamanın içerisinden ekran görüntüleriHerhangi bir sorunuz, geri bildiriminiz veya bir sonraki röportajın kiminle olmasını istediğinizi belirtmek için lütfen Twitter'dan bizimle paylaşmaktan çekinmeyin: @fikrinhayati
-
Abdullah Sahin - 02 Sep, 2017
Koin Uygulaması
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Kimsiniz, ne yapıyorsunuz? Merhaba ben Göksel. Yazılım geliştiriciyim ve 5 senedir iOS platformunda geliştirme yapıyorum. Çalıştığım şirketi ilk 1 sene ikna etmek zor olsa da çıktığı günden beri Swift yazıyorum. Yazılım mimarisi ve temiz kod konusunda yazmayı severim. Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Ankara’da Mobil Atölye ve İstanbul’da Monitise’da (eski Pozitron'da) çalıştıktan sonra 6 ay önce evlenerek Dublin’e taşındım ve Verizon’da çalışmaya başladım. Fikrinizden bahsedebilir misiniz? Bizim fikrimiz basit bir döviz kuru çevirici. İsmi Koin, hemen şu an App Store’dan indirebilirsiniz. İnanılmaz yenilikçiyiz gibi bir iddiamız kesinlikle yok. Mütevazi ve ufak ama bir o kadar da güzel gözüken ve kullanışlı bir uygulama yapmaktı amacımız. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Kısaca; Koin ile çok kullandığınız döviz kurları arasında hızlıca çeviri yapabiliyorsunuz. Kur değerleri saatlik olarak güncelleniyor ve cihazınızda saklanıyor. Bu sayede yurtdışında internet paketinizin olmadığı bir ortamda bile saklanmış en güncel değerlere göre döviz çevirisi yapabiliyorsunuz. Hedef kitlemiz de çok seyahat ve alışveriş eden, farklı kurlarla ile uğraşan insanlar tabi ki. Kendi sosyal ağlarımızda paylaşmak dışında bir marketing aktivitemiz olmadı. Aşağı yukarı 2 sene içerisinde 6300 indirilme aldık. Henüz 5 yıldız dışında bir değerlendirme aldığımız olmadı markette. (Hayır, hepsi tanıdık değil.) Fikri kaç kişi ile birlikte geliştirdiniz ve kimler hangi pozisyonda yer aldı? Tasarımı Ebru, geliştirmeyi ben yaptım. Ebru benim ilkokul arkadaşım. Lise ve üniversiteyi aynı yerlerde okuyamasak da son 6 aya kadar aynı şirketlerde çalışıyorduk. Şu anda da eski şirketim olan Monitise'da tasarımcı olarak çalışmaya devam ediyor. Fikrin planını nasıl yaptınız, bitiş tarihlerini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Bitiş tarihleri nelerdi? Bir akşam Ebru ile yemek yerken ufak uygulamalar geliştirip milyoner olmak istediğimi söyledim. Ona da mantıklı gelince… Milyoner kısmı hariç gerçekten bu şekilde oldu. O anda aklımda önceden bir kaç sayfasını çizdiğim bir döviz çevirici vardı. Başlangıç için güzel olacağını düşündük ve başladık. Hatırladığım kadarıyla 3-4 ay sürede bitirebileceğimizi öngörmüştük ama herhangi bir bitiş tarihi belirlemedik. Ürün geliştirme yaşayan bir süreç olduğu için daha kısa vadeli hedefler koymayı tercih ettik. Fikrinizde görev takibi ve görev paylaşımı için hangi servisleri veya araçları kullandınız? Tüm projeyi Trello, Dropbox ve Telegram üzerinden yürüttük diyebilirim. Fikrin tasarım/geliştirme sürecinde hangi araçları/kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? Döviz kurları için currencylayer. Tasarım için Sketch. Geliştirme içinse tabi ki Xcode ve Swift. Kullandığım kütüphaneler:Alamofire SwiftyJSON DateTools FLKAutoLayout GKValidator iRate pop PromiseKit RealmDışardan kullandığım kütüphaneler konusunda biraz hassasım. Birşeyi kendim yazmak bana çok zaman kaybettirmeyecekse genellikle kendim yazmayı tercih ediyorum. Her kütüphane kendi kısıtları ile beraber geliyor ve genellikle sadece ufak bir kısmı kullanılıyor. Xcode ve Swift versiyon değişikliklerinde kütüphanenin güncellenmeme ihtimali de tam bir kabus. Bu nedenle “gerçekten” ihtiyacım olduğuna inanmam gerekiyor eklemeden önce. Paylaştığım liste uzun gibi gözükse de hepsi bu değerlendirmeden geçmiş kütüphaneler. Fikri geliştirirken ve tasarlarken karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu? Tam zamanlı bir işte çalışıyorsanız akşam eve gelip uzanmak, Dota oynamak, film seyretmek çok tatlı geliyor. En çok zorlandığımız nokta bu fiziksel yorgunluğa rağmen motivasyon bulabilmek olmuştur herhalde. Yaptığınız üründen keyif almıyorsanız bu çok mümkün değil bence. Bir de ben tasarım konusunda biraz hassas bir adamım. Ebru’ya biraz bela olmuş olabilirim bu süreçte. :) Karşınızdaki ile doğru iletişim kurabildikten sonra zor beğenmek bence bir artı bir haline geliyor. Ebru övgüyü seven ama aynı zamanda geri bildirimi de güzel göğüsleyen bir tasarımcı. Bu nedenle sonunda hep ikimizin de içine sinen tasarıma ulaşabildik. Bu fikir aracılığı ile gelecekte hayata geçireceğiniz fikirleriniz için neler öğrendiniz? Edindiğiniz tecrübeler neler oldu? Uygulamayı markete göndermeden önce bir “analytics” ürünü entegre etmediğim için baya pişmanım. Bu çok önemli ama beni çok sıkan ve yapmak istemediğim birşeydi zamanında. Yeterli populariteniz ve “marketing” ağınız yoksa ağzınızla kuş da tutsanız parayla uygulama satamıyorsunuz. Bu tarz ufak uygulamalarda en fazla reklam veya “in-app purchase” gidebileceğini öğrendim. Bu tarz projeler geliştirmek ve yer almak isteyen kişiler için neler tavsiye edersiniz? Şu ana kadar markete herhangi bir uygulama koymadıysanız bu iş gözünüzde büyümesin. Çok ufak da olsa sizi heyecanlandıran bir fikriniz varsa hayata geçirin. En fazla 6 ay sonra markette bir uygulamanız olur ve en azından tecrübe edinmiş olursunuz. Kimse beğenmezse CV’nize yazarsınız. “Bizde tasarımcı arkadaş yok ama” diyorsanız da pintilik yapmayın, freelance çalışan biriyle anlaşın. Düşündüğünüz kadar büyük paralar ödemezsiniz. Fikrinizin sürecini adım adım özetleyebilir misiniz? (Bonus Soru)Örnekleme (Prototyping): Bu kısım çok önemli. Ürünün kullanılabilirliğini test etmek için sadece bir kağıda ihtiyacınız var. Telefon büyüklüğünde birkaç kağıda aklınızdakini çizin ve test edin. Mesela: Travellr Paper Prototype Tasarım <-> Geri Bildirim Geliştirme <-> Kullanıcı Testi (Tasarım Güncelleme) Market!Herhangi bir sorunuz, geri bildiriminiz veya bir sonraki röportajın kiminle olmasını istediğinizi belirtmek için lütfen Twitter'dan bizimle paylaşmaktan çekinmeyin: @fikrinhayati
-
Abdullah Sahin - 31 Aug, 2017
Wordgraphy Uygulaması
Bize kendinden bahsedebilir misin? Kimsin, ne yapıyorsun? Oyun tasarımcısıyım. Akıllı telefonlar için oyun geliştiriyorum. Uzun vadede pc ve konsollara da oyun geliştirmeyi planlıyorum. Fikrinizden bahsedebilir misiniz? Wordgraphy, harf grupları kuralıyla oyuncunun hamle seçeneklerini kısıtlayarak oyuncuyu alternatif kelimeler düşünmeye teşvik eden bir kelime oyunu. Fikri kaç kişi ile birlikte geliştirdiniz ve kimler hangi pozisyonda yer aldı? Tek başıma çalıştığımdan, müzikler hariç geri kalanı benim tarafımdan geliştirildi. Oyunun müzikleri de Haim Mazar'ın eseri. Fikrin planını nasıl yaptınız, bitiş tarihlerini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Bitiş tarihleri nelerdi? Daha önce yaptığım iki kelime oyunundan sonra uzun süredir aklımda olan bir fikirdi. O yüzden mayıs ayında oyunu yapmaya başladığımda sıfır noktasından başladığımı söylemek yanlış olur, ne yapılması gerektiği belliydi geriye sadece yapmak kalmıştı, bu da 3 ay sürdü. Fikrinizde görev takibi ve görev paylaşımı için hangi servisleri veya araçları kullandınız? Evernote ve 2do elim kolum diyebilirim. Fikrin tasarım sürecinde hangi araçları/kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? Kağıt kalemle başlayan süreç, Sketch uygulaması ile devam etti. Geliştirilme süreci boyunca ilk planlanandan daha farklı noktalara gittiğini söyleyebilirim tasarımın. Test ederken teoride güzel duran fikirlerin, pratikte pek işlevsel olmadıklarını görebiliyorsunuz. Buna göre de tasarımınızı zaman içinde geliştiriyorsunuz/değiştiriyorsunuz. Fikrin geliştirme sürecinde hangi araçları/kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? Wordgraphy Gamesalad ile geliştirildi. Proje başlangıcında Gamemaker mı kullansam kararsızlığı yaşasam da, aynı kaliteyi ortaya koyarken bana kazandıracağı zaman sebebiyle Gamesalad'ı seçtim bu oyun için. Şimdilik sonuçtan memnunum. Fikri geliştirirken ve tasarlarken karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu? 225 bölümün zorluk ayarlamaları. Bu fikir aracılığı ile gelecekte hayata geçireceğiniz fikirleriniz için neler öğrendiniz? Edindiğiniz tecrübeler neler oldu? Kısa bir zaman aralığı içinde tek başına 225 bölümlük bir oyun yapmak pek iyi bir fikir değil gibi. Bölümler rasgele de oluşturulabilirdi ama oyunun zorluğunun kontrolümde olmasını istediğimden tek tek ilgilenmem gerekti bölümlerle. Bu tarz projeler geliştirmek ve yer almak isteyen kişiler için neler tavsiye edersiniz? Daima aklınıza gelen fikirleri hayata geçirmeye çalışın. Tecrübe edinin. Fikrinizin sürecini adım adım özetleyebilir misiniz? Eylül 2016 - Oyunla ilgili ilk notların alınmaya başlandığı tarih. Mayıs 2017- Oyunu hayata geçirmeye karar verip, işe koyulmam. 10 Ağustos 2017 - Wordgraphy Appstore'da yayın hayatına başladı. Uygulamayı App Store'dan indirebilirsiniz.Herhangi bir sorunuz, geri bildiriminiz veya bir sonraki röportajın kiminle olmasını istediğinizi belirtmek için lütfen Twitter'dan bizimle paylaşmaktan çekinmeyin: @fikrinhayati
-
Abdullah Sahin - 05 Aug, 2017
What Happened Today in History Uygulaması
Bize kendinden bahsedebilir misin? Kimsin, ne yapıyorsun? Yusuf Demirci. Beykent Üniversitesi yazılım mühendisliği 4. sınıf öğrencisiyim. 1 yıl Akbank bünyesinde özel bir firmada Android yazdım. Son 1 yıldır ise iGones Labs'de iOS geliştirmesi yapıyorum. Fikrinizden bahsedebilir misiniz? Projemin adı kısaca What, uzunca What Happened Today in History. Belirli bir günde tarihte olan olayları gösteren bir uygulama. Aynı zamanda hikayeler özelliği ile tarihi fotoğraflar da paylaşmaya başladık. Fikri kaç kişi ile birlikte geliştirdiniz ve kimler hangi pozisyonda yer aldı? Fikrimi tek başıma tasarlayıp geliştirdim. Kardeşim içerik girme işini üstlendi. Ben is tasarımını yapıp uygulamada hayata geçiriyorum. Fikrin planını nasıl yaptınız, bitiş tarihlerini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Bitiş tarihleri nelerdi? İlk önceliğim uygulamanın çalışabilir en küçük versiyonuyla mağazaya çıkmaktı. Bu yüzden ilk versiyon için olabildiğince sade ve çalışabilir bir ürün düşündüm. İlk tasarladığım ekran giriş ekranıydı. Aynı zamanda bu ekran kullanıcının en çok gezineceği ekrandı.30 Mayıs, Sketch'de ufak bir ana ekran tasarımı yaptım. 15 Haziran, veritabanına olayları girmeye başladım. 22 Haziran, uygulama en basit halinde sadece ana ekranda olayları gösteriyor ve yayınlanmaya hazır. 1 Temmuz, appStore'da yayınladım.Fikrinizde görev takibi ve görev paylaşımı için hangi servisleri veya araçları kullandınız? Tek kişi çalıştığım için görev takibi kolay oldu. Bunun için not uygulamasını kullandım. Mağazaya çıkmadan önce, 1. güncelleme, 2. güncelleme şeklinde yapılacakları gruplandırdım. Fikrin tasarım sürecinde hangi araçları/kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? Tasarım sürecinde Sketch'i kullandım. Fikrin geliştirme sürecinde hangi araçları/kütüphaneleri kullandınız ve nasıl bir süreç izlediniz? iOS tarafında geliştirme için Xcode'u kullandım.SDWebImage: Resim cache'leme kütüphanesi.Fikri geliştirirken ve tasarlarken karşılaştığınız en büyük zorluk ne oldu? Tasarımının daha güzel gözükebilmesi için baya uğraştım. Sanırım bir tasarımcıya ihtiyacım var :) Bu fikir aracılığı ile gelecekte hayata geçireceğiniz fikirleriniz için neler öğrendiniz? Edindiğiniz tecrübeler neler oldu? Bundan sonraki fikirlerimin uygulamaya geçirilebilirliği çok basit olmalı. Yani basit fikirler 1-2 haftalık geliştirme ile mağazaya çıkılabilecek fikirler önceliğim olacak. Bir tasarımcı ve bir backend geliştiricinin olması projeyi çok daha güzel bir şeye dönüştürebilir. Bu tarz projeler geliştirmek ve yer almak isteyen kişiler için neler tavsiye edersiniz? İnsanlar kendilerini geliştirmek istiyorlarsa yapamam dedikleri işten başlamaları gerekiyor. Uygulamaya Product Hunt sayfasında upvote vererek destek olabilir. Aynı zamanda App Store'dan indirebilirsiniz.Herhangi bir sorunuz, geri bildiriminiz veya bir sonraki röportajın kiminle olmasını istediğinizi belirtmek için lütfen Twitter'dan bizimle paylaşmaktan çekinmeyin: @fikrinhayati